17 Nisan 2010 Cumartesi

ANNELER GÜNÜNE ÖZEL




Anneler günü yaklaşıyor. Her anneler gününde aklıma annelere ütü, mutfak robotu, çelik tencere gibi hediyelerin alınmasının ne kadar saçma olduğu gelir. Her defasında buna tekrar tekrar sinir olur, üzülürüm. 






Bu meselenin özünün aslında, anne rolünü üstlenmiş bir kadının artık toplum tarafından sevgili, eş vs. gibi vasıflarının aslında bireyliğinin görmezden gelinmesiyle ilgili olduğunu biliyorum. Bireysel olarak onu neyin mutlu edeceği değil, anne rolüne uygun bir hediye olması düşünülüyor.  

Bu anneler gününde bir blogum olduğuna göre, bende küçük bir yarışma yapıp kadınlığından, bireyliğinden, zevklerinden vazgeçmemiş bir anneye güzel bir hediye verebilirim diye düşündüm. Yukarıda bir kısmının resmini görmüş olduğunuz çok hoş, siyah bir jartiyer takım... 

Ben de 4.5 yıldır dünyanın en güzel varlığının annesi rolündeyim. Bunun ne kadar muhteşem bir duygu olduğunu biliyorum. Fakat tabiki bu rolle birlikte düzenli bir ev hayatına geçiş zorunluluğunun beni nasıl yorduğunu, iş hayatına ara vermek zorunda kalışımın özgüvenimde açtığı yaraları, eskiden canım ne zaman isterse seviştiğim sevgilimle ben sürekli yorgunluktan uyuyakaldığım için ayrı geçirdiğimiz geceleri de biliyor ve kabul ediyorum. 

Anne olmanın en temel gerekliliği bence çocuğunu karşılık beklemeden sonsuz bir sevgiyle sevmektir. Her istediğinde gelip size sığınabilmeli, her istediğinde uzaklara gidebilme özgürlüğüne sahip olduğunu bilmeli, başka birini çook sevebilmeli (erkek çocuk anneleri için), ve her ne olursa olsun daima onu seven ve her ihtiyaç duyduğunda onun yanında olan bir annesi olduğunu bilmeli.

Bence bunları yapabiliyorsanız, sabaha kadar içip dağıttığınız bir gece onu büyükannesinin evinde bıraktığınız için vicdan azabı çekmenize gerek yok. Ya da iş güç derken eşinizle bir-iki haftadır güzel uzun bir birliktelik yaşayamıyorsanız bir hafta sonunu kendinize ayırdığınız için üzülmemelisiniz. Bireysel olarak yapmaktan hoşlandığınız, sizi siz yapan şeylere vakit ayıramıyorsanız, ya da bunlardan eve daha çok vakit ayırabilmek için vazgeçtiyseniz işte o zaman üzülmelisiniz. Çünkü pişmanlık, öfke gibi duyguları ister istemez çevrenize yöneltir ve herşeyi mahvedersiniz. Çocukluğumuz hayatımı sizin için harcadım ben diyen anne figürleriyle doludur çoğumuzun. 

İşte bu yüzden diyorum ki; her kimseniz anne olduğunuz için kendinizden vageçmeyin! O'nu sadece çok sevin ve aynı anda hem kendinizi hemde bir başkasını çok sevebileceğinizi unutmayın! 

Anneliğe ve kadınlığa dair söylemek istediklerini bu yazıma yorum olarak gönderenlerin içinden bir kişi şık bir siyah jartiyer takım kazanacak... Yorumlarınızı bekliyorum...  


16 Nisan 2010 Cuma

ÜÇ SİLAHŞÖRLER



Dün gece gerçekten muhteşem bir gösteri izledik...  

Kelimelerle ifade edilmesi gerçekten çok zor, sanatın insanı nerelere götürebileceğini bir kez daha deneyimledim. Estetik ve uyumun mükemmel bir müzik eşliğinde sunulduğu harika bir temsildi. Dansçılar rollerini bireysel olarak gerçekten yaşıyorlardı ve bununla birlikte tüm ekip inanılmaz derecede uyumluydu. 

Özellikle D'ARTAGNAN ( Dartanyan)  rolündeki dansçı arkadaşa hayranlığımı ayrıca belirtmek istiyorum. Kendisi resmen beni büyüledi...

Dekor çok özenli hazırlanmış ve ışık mükemmel kullanılmıştı.

Ne yapın edin mutlaka Devlet Opera ve Balesinin ÜÇ SİLAHŞÖRLER adlı bale gösterisine gidin...


Gösteri bittiğinde nerdeyse tüm salonun ayakta alkışlaması da sadece bizim değil herkesin çok beğendiğinin göstergesiydi.  

 Son olarak bir korkumu dile getirmek istiyorum. Geçen yıl Venedikte Bir Gece isimli operet'e gitmiş ve kelimenin tam anlamıyla büyülenmiştik. Bu yıl tekrar sahnelendiğini öğrenince birkez daha seyretmek için bilet aldık ve gittik. Ama oyuncular değişmişti ve bizim seyrettiğimiz gösterinin onda biri olamayacak, ruhsuz bir oyunla karşılaşmış ve hayalimizdeki güzelim oyunu mahvetmiştik. Umarım Üç Silahşörler'de aynı şeyi yaşamazsınız. 

Üç Silahşörler  ile ayrıntılı bilgi ve bilet almak için www.dobgm.gov.tr/ adresini kullanabilirsiniz...